İl Müdürlüğü Olarak Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlileriyle Ar-Ge Projelerimizi Görüşmek Üzere Bir Araya Geldik
02 Mart 2017
İl Müdürlüğümüzce ELER (Earthguake Loss Estimation Routine) sistemi üzerinde yürüttüğümüz çalışmalar devam etmektedir. Sistem Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (BÜ-KRDAE) Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafından geliştirilmiş olup, bu çerçevede bizde ilimizdeki çalışmalarımıza hız kazandırmak ve yaptığımız çalışmalar konusunda uzman yetkililerle görüşmek üzere Kandilli Rasathanesi Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalına ziyarette bulunduk.
Bu görüşmemize müteakip Sakarya iline giderek Sakarya üniversitesinden alanında yetkin hocalarımızla biraya geldik. Hocalarımızdan Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu ile ELER (Earthguake Loss Estimation Routine) programı ve Türkiye’deki deprem gerçeği konusunda fikir alışverişinde bulunduk. Kendisinden Yalova ili açısından meydana gelecek depremler ve olası sonuçları ile ilgili ayrıntılı bilgi aldık. İl Müdürlüğü bünyesinde yürütülen AR-GE projelerimizden detaylı olarak bahsettik. Bir diğer hocamız Doç. Dr. Emrah Doğan aslen Yalovalı olmanın da getirdiği duyarlılıkla ilimizi afetlere hazır bir konuma getirmekteki istekliliğimize katkıda bulunmak için elinden geleni yapacakları konusunda bizleri ikna etti.
Doç. Dr. Emrah Doğan, kendi danışmanlığında öğrencileriyle "Aşağı Sakarya Nehrinde Taşkın Erken Uyarı Sisteminin Geliştirilmesi, Taşkın Risk Analizi" konu başlıklı çalışmalarında içinde yer almıştı. Doç. Dr. Emrah Doğan çeşitli taşkın senaryolarının dikkate alınarak risk haritaları oluşturularak, taşkınlarda nerelerin su altına kalabileceğin konusunda yapılacak araştırmalarla yerleşim alanlarının, sanayi bölgelerinin ve verimli tarım arazilerinin risk potansiyellerinin belirlenmesi gerektiğini Taşkın debilerinin, köprü ayaklarında oyulmalara neden olduğunu nehirlerdeki taşkın felaketlerinin, daha önce yapılmış olan taşkın koruma yapılarının yetersiz olduğunu gösterdiğini söyledi. Bu nedenle taşkınlardan korunmak için ne kadar debi ile taşkının geleceğinin önceden tahmin edilmesi, risk haritalarının oluşturulması ve taşkın riskini yönetmenin önem kazandığını ifade eden Doç. Dr. Doğan, senaryolar geliştirerek detaylı taşkın risk haritalarını oluşturabilir, taşkın risk yönetim planları hazırlayabileceğimiz bilgisini bizimle paylaştı.
Yalova ili içinde bulunan derelerin yağmur suları veya başka etkenlerle debisinin artması durumunda da olası taşkınların önüne geçilmesi için yapılacak çalışmalarında ‘Yalova İlinin Afet Riskinin Azaltılması’ planının içine dâhil edilebileceği konusunda hocalarımızla fikir birliğine vardık.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de taşkınlar insanların sosyal ve ekonomik hayatlarını olumsuz yönde etkileyen doğal afetlerdendir. Taşkın, yaşandığı bölgenin iklim koşullarına, jeoteknik ve topoğrafik niteliklerine bağlı olarak gelişen bir doğa olayıdır. Günümüzde küresel ısınma ve buzullardaki erimeler her kıtayı etkileyen iklim değişikliklerine sebep olmuştur. Türkiye de bu iklim değişikliklerinden etkilenmiş ve son on yılda 258 taşkın yaşanmıştır. Bu taşkınlarda toplam 245 788 hektar alan sular altında kalmış, 135 kişi hayatını yitirmiştir. Maddi zarar ise $160 milyon’ın üzerinde olarak hesaplanmıştır.
Taşkın denilince akla gelmesi gereken bir diğer konuda barajlardır. Barajlar büyük miktarda suyu depolayan yapılardır. Barajların tüm doğal risklere karşı doğru bir şekilde projelendirilmesi yaşamsal önem taşır. Barajların projelendirilmesinde, maruz kaldıkları statik yüklerin yanında deprem, toprak kayması gibi olası dinamik etkilerin de dikkate alınması zorunludur. Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu göz önüne alındığında, barajların öngörülen kullanım ömrü içinde bir veya birden fazla büyük depremle karşılaşma olasılığı oldukça yüksektir. Yalova ilindeki barajlar içinde bu gerçeği göz ardı etmememiz lazım. Depremin gerçekleşmesi halinde baraj yapısının nasıl davranacağı ve hasar görme olasılıklarının önceden bilinmesi yakın çevrenin güvenliği bakımından önemlidir. Barajın yıkılması sadece yapının kaybına değil, baraj mansabındaki yerleşim alanlarını beklenmedik bir taşkınla karşı karşıya bırakması nedeniyle çok daha büyük mal ve can kayıplarına neden olabilir. Baraj haznelerinde çok büyük miktarlarda su biriktiğinden, gövdenin yıkılması durumunda, doğal koşullarda beklenmeyecek büyüklükte ani taşkınlara neden olabilir.
İl Müdürlüğümüzce yürüttüğümüz ELER (Earthguake Loss Estimation Routine) programı kapsamındaki çalışmalar nedeniyle üzerinde yoğunlaştığımız deprem gerçeğinin binaların yıkılmasıyla sınırlı olmadığının bilincine Doç. Dr. Emrah Doğan ve Prof. Dr. Murat Utkucunun da anlatımları ve incelediğimiz akademik çalışmalar neticesinde net olarak vardık. Hocalarımızın katkıları ile İl Müdürlüğümüzün koordine edeceği bir ‘Afet Çalıştayı’ düzenleyerek paydaş kurumlarla ve afet konusunda alanında yetkin isimlerle bir araya gelerek‘Yalova İlinin Afet Riskinin Azaltılması’ planına katkı sunmayı hedefliyoruz.