Yapılarda su-nem yalıtımı; nereden, ne şekilde, hangi şiddette gelirse gelsin, suyun veya nemin yapının bir kısmına veya kapsadığı hacimlere zarar vermesini önlemek amacıyla yapılır. Temel ve bodrum perdelerinde yapılan su yalıtımının amacı, yapıyı normal şartlarda sudan korumanın yanı sıra, toprakta bulunan ve yeraltı suları ile yapıya kadar yükselme imkanı bulan kimyasal maddelerden korumaktır. Yapı elemanlarına sadece yeraltı suları, yüzeysel sular ve zemin (toprak) rutubeti olumsuz etki yapmamaktadır. Suyu yapı elemanlarına iten bazı kuvvetler vardır. Bunlar; yağmur damlasının kinetik enerjisi, kapiler emme kuvveti, yerçekimi kuvveti, hava basınç farkları ve hidrostatik basınçtır (Oymael, 1997).
Yapıların toprağa oturan ve tüm ağırlığını taşıyan bölümleri, su ve nemin yaratacağı korozyona karşı en iyi korunması gereken bölümlerdir. Genellikle temelde su-nem yalıtımı yapılması kararı, bodrum ve zemin katta yer alan mekanın kullanım amacına göre verilir. Örneğin, bu alanlar sığınak olarak kullanılacak ise su yalıtımı yaptırmak “gereksiz”, konut olarak kullanımı durumunda ise “gerekli” tarzındaki yaklaşım son derece yaygındır. Oysa, bodrum ve zemin kat alanı hiçbir şekilde kullanılmasa da, yapının tüm zati yükünü taşıyan, deprem ve zemin oturmaları esnasında en fazla gerilime maruz kalan betonarme taşıyıcı elemanlar bu bölümde yer almaktadır. Betonarme taşıyıcının içinde yer alan donatılar, suyun yıpratıcı etkisine maruz kaldıkla-rında paslanarak çürümeye başlar ve taşıyıcılık özelliğini sürekli kaybederek yıpranırlar. Sonraki aşamalarda beton suya karşı korunmaya başlansa bile, bu çürüme süreci durdurulamaz.