Binaların yapımında kullanılan malzeme ve ürünlerin daha kullanım aşamasına gelmeden birçok çevresel etkiye sahip olduğu özellikle yeşil bina tasarımıyla ilgilenenler tarafından bilinmektedir. Bu çevresel etkiler kullanılan hammaddelerin doğadan temini sırasında tüketilen gömülü enerjiden (embodied) ozon tabakasının incelmesi, iklim değişikliği gibi etkilere sebep olabilecek üretim kaynaklı fosil yakıt tüketimi ve karbon ayakizi şeklinde olabilir. Yine benzer bir şekilde faydalı ve yaşamını yitirmiş olan ürünlerin bertarafında da çevresel etkiler karşımıza çıkmaktadır. Atıkların yaşam sonunda toplanması için gerekli olan nakliyeden katı atık sahalarında depolanması, yakılması gibi süreçlerde de çevresel etkiler devam etmektedir. Ürün ve malzeme kaynaklı bu çevresel etkilerin artık çok iyi biliniyor olması, yapı malzemelerinin de çevreye olan etkilerinin güvenilir bir yöntemle ölçülmesi, karşılaştırılması ve bu değerlerin yayınlanması ihtiyaç haline gelmiş, Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) standart bir yaklaşım olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Türkiye’de bina stoğu çoğunlukla betonarme yapılar üzerine kurulmuştur. Çelik yapılar çok az da olsa en azından deprem dayanıklılığı, uzun ömrü ve modüler olarak yapılabilme avantajları nedeniyle gündeme gelmektedir. Ahşap yapılar ise geçmiş tarihimizde yer almasına rağmen bugünkü mimari tasarımlarda yer almamaktadır. Betonarme yapılarda yoğun olarak kullanılan çimento, yapı çeliği gibi yapı elemanları, ucuz ve uygulama kolaylığı nedeniyle duvarlarda kullanılan tuğlalar yoğun enerji tüketilerek üretilen ürünlerdir. Bu nedenle betonarme yapıların da göreceli olarak gömülü enerji ve karbon değerleri yüksek olmaktadır. Beton, yapı malzemeleri içinde en düşük gömülü enerjiye sahip olmasına rağmen yapıda kullanım oranlarına bakıldığında yapıda en çok gömülü enerjiye sebep olan malzemelerdir.
Çelik, tuğla, plastik ve seramik gibi Türkiye’de yoğun bir şekilde kullanılan yapı malzemeleri de yapı gömülü enerji ve karbon değerini arttırmaktadır. Günümüzde dünyanın önde gelen Yeşil Bina Değerlendirme sistemleri YDD yaklaşımını benimsemişlerdir. Örneğin Almanya’da kullanılan sertifika sistemi bina çevresel performansını YDD ile hesaplamaktadır. İngiliz sistemi YDD’yi hem bina seviyesinde hem de malzeme seviyesinde çevresel değerlendirmede bir araç olarak kullanmaktadırlar. Gelişmeler, bina sürdürülebilirliği değerlendirmesinde YDD’nin temel değerlendirme yöntemi olarak karşımıza çıkacağının bir göstergesidir.
YDD, Çevre Toksikoloji ve Kimya Örgütü (SETAC) tarafından 1990’lı yılların başında yapılan bir seri atölye çalışmaları ile başlamıştır (Graedel, T. E. and Allenby, B. R., 1995). Daha sonra burada oluşan çerçeve, Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO) tarafından ISO 14040/44 serisi standart olarak 2006 yılında yayınlanmıştır. ISO 14040/44 serisi standardı YDD için gereklilikleri ve kuralları belirler. Bunlar: hedef ve kapsam tanımı, yaşam döngüsü envanter analizi, yaşam döngüsü etki değerlendirmesi, yaşam döngüsü yorumlama, raporlama, YDD kritik değerlendirme, YDD sınırları, YDD bileşenleri arasındaki ilişki ve senaryo analizleridir.
Bir yapı malzemesinin bağımsız bir laboratuvardan onay alması gibi YDD çalışmaları da çıkan sonuçların güven vermesi ve doğruluğu açısından ISO standartlarına uygun olarak bağımsız taraflarca doğrulanmalıdır.
YDD aşamaları, çerçevesi ve elde edilecek faydalar tabloda verilmiştir. Bir YDD çalışması başlıca dört
aşamada gerçekleştirilir. Bunlar:
1. Amaç ve Kapsamın Belirlenmesi: YDD’nin ilk aşaması olup çalışmanın amacı, kapsamı, fonksiyonel birim1 ve sistem sınırları belirlenir.
2. Envanter analizi: Belirlenen sistem sınırları içinde gerekli olan enerji, su, hammadde kullanımı ve bunlara bağlı oluşan çevresel salımlar gibi bütün veriler envanter analizi sürecinde toplanır ve organize edilir.
3. Etki Değerlendirmesi: Olası çevresel emisyonların çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkisi bu safhada değerlendirilir.
Bu süreçte etki kategorileri tanımlanıp analiz sonuçlarını sınıflandırma, karakterizasyon, normalizasyon, gruplandırma, ağırlıklandırma konularına değinilir.
4. İyileştirme Değerlendirmesi (Yorumlama): Envanter analizi ve etki değerlendirmesi aşamalarından elde edilen sonuçlar kontrol edilir ve yorumlanır. Ortaya çıkan bulgular, çalışmanın amaç ve kapsamıyla uyumlu olarak anlaşılır bir şekilde sunulur.