Suya karşı alınabilecek önlemler, aslında yapının ömrünü uzatmaya ve deprem karşısında dayanımını artırmaya yönelik atılan en büyük adımdır. Yapının mevcut çevre koşullarına göre yalıtımının yapılmasında suyun yoğunluğu kadar, malzemelerin seçimi ve uygulama şekilleri ile bu malzemelerin yapı servis ömrü boyunca performansını da kaybetmemesi gerekir. Suyun yapılara verdiği zararı belki görsel olarak çoğu zaman tahmin edemeyiz. Ancak, bir deprem olduğunda bunun sonuçlarının neler olabileceğini yaşanmış depremlerde görme imkanımız olmuştur. Ciddi anlamda korozyona uğramış olan bir yapının şiddetli bir depremde ayakta kalabilmesine imkan yoktur. Bu nedenle su yalıtımı çok önemlidir. Su Yalıtımı olmaması ya da eksik yalıtım, yapının servis ömrünü azaltmakla kalmaz, çevresi ve yasayan kullanıcıları için de can ve mal güvenliği tehdidi oluşturur.
1. MALZEME SEÇİMİ:
• Xps, polistirol ismi verilen hammaddenin HFCL gazı ile şişirilip,haddeden geçirilmesi (çektirilmesi) ile oluşturulan polistiren köpüktür. Malzeme yüksek dansiteye sahiptir ve kapalı hücre yapısındadır. Yüksek ısı akış direnci gösterir,aynı zamanda buhar difüzyon direnci de çok yüksektir. Bu nedenle bünyesine su alma riski son derece düşüktür. Dolayısı ile ters çatı detayı oluşturmak için elverişli bir malzemedir.
• Su yalıtımı malzemesi seçilirken nefes alabilir özellikte olmasına özen gösterilmelidir. Aksi halde yapı içerisindeki yüksek ısıya sahip su buharı yalıtım tabakası ie tavan betonu arasında yoğuşur ve dışarıdan su alırmışcasına tahribat yapar. Bu nedenle hem beton içerisine nüfuz eden hem de yüzeyde film oluşturan, hava moleküllerinin geçebileceği fakat su moleküllerinin geçemeyeceği küçük gözeneklere sahip çimento bazlı su yalıtım ürünleri kullanılması akılcı olur.
• Eğer membran türünde malzemeler veya nefes alma yeteneği olmayan diğer kaplama malzemeleri seçilecek ise su yalıtımı altında önceden küçük hava bacaları oluşturulmalıdır. Literatürde buhar dengeleyici olarak adlandırılan malzemeler de detaya iş olsun diye konmamalı, seçilen buhar dengeleyicinin ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve nerelerden bu buharı dışarı atacağının tespiti doğru yapılmalıdır.
• Polimerizasyon bir kere başlayıp biten bir reaksiyon değildir. Güneşin ultraviyole ışınları polimer tepkimeyi tetikler. Bu nedenle tüm polimer malzemeler doğrudan güneş ışınlarından korunmalıdır. Dolayısı ile xps levhaların üzerinde mutlaka filtre işlevi görecek malzemeler (geotextile,..vs) kullanılmalıdır.
2. EĞİM BETONU: Teras çatıda su girişinin birinci ve en önemli şartı suyu teras çatıda göllendirmemektir. Unutulmamalıdır ki özellikle büyük şehirlerde yağan yağmur aslında bir asit yağmurudur. Bu yüzden çatı üzerinde doğru ve çalışan eğim betonları mutlaka tertiplenmelidir.
3. PARAPETLER:
• Teras çatı parapetleri başlı başına bir sorundur. Bu parapetler eğer betonarme ise, tabliye betonundan farklı zamanda döküldüğü için soğuk derz oluşur. Soğuk derz bir su köprüsüdür. Daha bilinçsizce olanı çatı parapetlerinin tuğla ile örülmüş olmasıdır. Karkas binada üstten hiçbir şekilde bağlanmamış, bir anlamda yığma bir yarım duvar ortaya çıkar. Her iki uygulama da binadan bağımsız çalışan parapet anlamına gelir. Teras içinden bu soğuk derz noktalarında esnek derz dolguları kullanılması gerekir.
• Eğer membran uygulanıyor ise ikizkenar dik üçgen kesitinde bir çıta üzerinden membran döndürülür. Dik açı şeklinde membran kırılmaz. Diğer yandan parapeti teras çatı havuzundaki suya karşı korumak yetmez, binanın cephesindeki soğuk derzleri ve sıvayı da dikkate almak gerekir.
• Parapet, tavan döşemesine oturduğundan yapı içindeki ısı için de bir köprüdür. Bu nedenle içinde yoğuşma suyu oluşur. Bu da yapıda ısı yalıtımı uygulamasının bir parçasıdır. Maliyet artacak endişesi ile parapetlerde ısı yalıtımı yapılmaması fikri yanlıştır
