Aydınlatma tasarımları, doğal ve yapma aydınlatma sistem elemanlarının uygun bir şekilde seçimi, analizi ve tasarımlarda doğru şekilde kullanımı ile oluşturulmaktadır. Günümüzde giderek azalan enerji kaynakları, buna paralel olarak artan enerji maliyetleri ve enerji tüketiminin çevreye olan olumsuz etkileri nedenleriyle enerji etkin ve çevreye duyarlı aydınlatma tasarımı kavramı önem kazanmıştır.
Aydınlatma tasarımlarında, görsel konfor koşullarının sağlanması, aydınlatma enerjisi gereksinmelerinin en aza indirgenmesi ve maliyet optimum aydınlatma çözümlerinin ortaya konması son derece önemlidir. Bu doğrultuda, aydınlatma tasarımlarının hedeflenen beklentileri karşılaması açısından uygun bir şekilde değerlendirilmesi esastır. Bina tipolojisine ve hacimlerde gerçekleştirilen eylem türüne bağlı olarak görsel konfor açısından gerekli öneriler tasarım aşamasından itibaren dikkate alınmalıdır.
EN 12464 Işık ve Aydınlatma-Çalışma Alanlarının Aydınlatılması-Bölüm 1: İç Çalışma Alanları Standardı, AB ülkeleri için geçerli bir standart olup bu standartta farklı bina tipolojileri ve ilgili mekan türleri için psikolojik ve fizyolojik konforun sağlanmasına yönelik gerekli kriterler yer almaktadır. Türkiye koşullarında gerçekleştirilen aydınlatma tasarımlarında bu standartta belirtilen kriterlerin gerçekleştirilmesi esastır (TS-EN 12464, 2013).
Görsel Konfor Koşulları
Konfor durumu, fizyolojik açıdan insanın çevresine minimum düzeyde enerji harcayarak uyum sağlayabildiği ve psikolojik açıdan çevresinden hoşnut olduğu koşullar takımı olarak adlandırılmaktadır. Görsel konfor ise, görsel performansın ve yapılan işteki verimin arttırılarak, göz sağlığının korunması ve bu koşullarda süreklilik sağlanarak kullanıcıların fizyolojik ve psikolojik gereksinmelerine karşılık verilmesidir . İnsanın görsel açıdan konforda olması, görsel performansın ve buna bağlı olarak yapılan işteki verimin arttırılarak göz sağlığının korunması, kullanıcıların fizyolojik ve psikolojik gereksinimlerine karşılık veren doğru bir aydınlatma tasarımı ile mümkündür. Bu nedenle mimaride eylem değişkenliğine göre görsel konfor koşulları uluslararası standartlarca belirlenmiş kriterler ışığında ele alınmalı ve kullanıcıların göz sağlığının korunması hedeflenmelidir. Bina tasarımı ile bütünleşmiş ve uluslararası standartlara uygun bir aydınlatma sistemi seçimi, görsel konfor koşullarının sağlanması açısından son derece önemlidir. Dünyada aydınlatma ile ilgili çalışmalar yapan kuruluşların yayınlamış olduğu standart ve tavsiyelerin yer aldığı dokümanlarda tanımlı kriterlerin sağlanması, görsel konfor açısından doğru bir aydınlatma tasarımının elde edilmesi için gereklidir. Görsel konfor koşulları ile doğrudan ilişkili konular, aydınlık düzeyi, parıltı ve renk’tir.
Aydınlık düzeyi (E), birim alana düşen ışık akısı olarak tanımlanmaktadır. Birimi lux’tür. İç mekanlarda görsel konfor koşullarının sağlanabilmesi için gerekli aydınlık düzeyi değerlerinin sağlanması esastır. EN 12464-1 standardında, hacimlerde gereksinim duyulan aydınlık düzeyi bilgileri bulunmaktadır. Hacimlerde aydınlık düzeyi, hedef bir düzlemde (çalışma düzlemi) hesaplanır. Hedeflenen aydınlık dağılımının mekanlarda homojen bir şekilde gerçekleşmesi beklenmektedir. Tablo 11’de farklı hacim türleri için gerekli aydınlık düzeyi önerileri yer almaktadır. Hacimlerdeki aydınlık düzeyi değerlerinin ölçülmesi için aydınlıkölçer(lüksmetre) kullanılır. Hacimlerde gerçekleşen aydınlık düzeyinin hesaplanması çeşitli hesap yöntemleri ya da aydınlatma benzetim (simülasyon) programları kullanılmaktadır.
Parıltı (L), ışık kaynağının belirli bir doğrultudaki ışık şiddetinin görünen alana oranıdır. Birimi cd / m2’dir. Parıltının çok yüksek değerlere ulaşması veya ele alınan mekanda parıltı kontrastlarının fazla olması, kamaşmaya sebep olmaktadır. Kamaşma, doğal veya yapma ışık kaynağı nedeniyle oluşabilmektedir. Kamaşmanın denetlenebilmesi için izin verilen maksimum kamaşma indisi değerlerine uygun aydınlatma tasarımlarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Renk konusu, aydınlatma için gerek mekan yüzeylerinin seçilmesi, gerekse ışık kaynaklarının renklerinin eylemlere uygun olması açısından son derece önemlidir. Hacimlerde işleve bağlı olarak tavan, duvar ve döşeme yüzeyleri için önerilen ışık yansıtma katsayılarının EN 12464 standardı kriterleri uyarınca seçilmesi esastır (TS-EN 12464, 2013).
Işık kaynaklarının renksel özellikleri, lambaların ‘Renk sıcaklığı (CCT) ve ‘Renksel Geriverim İndisi (Ra) değerleri ile bağlantılıdır. Işık rengi, eylemlere uygun olarak seçilmeli, fizyolojik aydınlatma tasarımında ışığın rengi doğal ışık rengine olabildiğince yakın olmalıdır. Aydınlatma tasarımları gerçekleştirilirken seçilen lambaların renksel geriverim indisi ve renk sıcaklığı, mekan karakteristiğine uyumlu olmalıdır. Bu konu ile ilgili tavsiyeler EN 12464 standardında bulunmaktadır (TS-EN 12464, 2013).
Aydınlatmanın düzgünlüğü (U), mekanlarda gerçekleşen minimum aydınlık düzeyinin ortalama aydınlık düzeyine oranıdır. Düzgün bir aydınlık dağılımı elde edebilmek için hedef çalışma düzlemi ve çevresine yönelik olarak aydınlık düzeyi ilişkisi dikkatle ele alınmalıdır. İç mekanlarda düzgünlüğün sağlanabilmesi için gerekli öneriler EN 12464 standardında yer almaktadır (TS-EN 12464, 2013).