Özellikle soğuk mevsimlerde, iç mekan ile dış mekan ısı farkının en yüksek olduğu dönemlerde yapı elemanlarında ısı köprüleri (malzemeler arası ısı geçişi) oluşarak yüzey ısısında kayıplar meydana gelir. Bunun neticesinde havada bulunan bağıl nem, yoğuşma sonucu yüzeylerin nemlenmesine ve akabinde rutubet ve küf oluşumuna neden olur. Rutubetin olduğu yaşam alanlarında söz konusu havayı solumak, iç hastalıklara neden olabileceği gibi yapının sağlığını da ciddi anlamda tehdit etmektedir. Duvarların içerisinde bulunan demir donatılar, nemlenen duvarlar nedeniyle korozyona uğrayarak zamanla özelliklerini kaybederek binanın statiğini etkiler.
Isı köprülerinin bulunduğu noktalarda ısı geçişinin çok daha yüksek olması nedeniyle, oda sıcaklığının belli bir derecede tutulabilmesi için çok daha yüksek enerji tüketimi gerekmektedir. Toplam ısı enerjisi tüketiminin yaklaşık %10 - 30 kısmından ısı köprüleri nedeniyle etkin şekilde yararlanmak mümkün değildir.
Binalarda ısı kayıplarının önüne geçmek için dış duvarlarda yapılacak ısı yalıtımı ile birlikte toprağa basan döşemelerde, iç duvarlarda (dıştan ısı yalıtımı yapılamayacak durumlarda), çatı, balkon ve konsol çıkma altlarında, tesisat kanalları gibi noktalarda yapılacak yalıtım da son derece önemlidir.