“Modern Şehirlerin Silüetinde Mabet Sorunu ve Çözüm Önerileri” projesi İl Müdürlüğümüzün 2017 faaliyetleri içerisinde planlanan AR-GE projeleri arasında yer almaktadır.
Modern Şehir olgusunun doğmasında birçok tarihi sebep rol oynamaktır. Özellikle üretimin artması, işgücüne olan ihtiyacı beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla sanayi ihtilali sonrasında üretim merkezi olan bölgeler, aynı zamanda çevresinden işgücü toplayan birer cazip yaşam merkezleri haline gelmiştir. Bunun sonucunda tarihte görülmemiş kalabalık ve yoğunlukta yaşam alanları yani 'Modern Şehir'ler meydana gelmiştir. Bu modern şehirlerde yeni yapılaşma durumu ise var olan tarihsel çevre ile birleşerek şehirlerin siluetlerine etki etmeye başlamıştır.
‘Şehirlerin yüzü’ diyebileceğimiz silüetler yalnızca bir takım yapıların yan yana dizilip neredeyse iki boyutlu bir özellik kazanmış halinden öte, kentlerin tarihsel birikimlerinin bir yansımasıdır. Günümüzde mevcut silüetlerin içine inşa edilen yüksek yapıların ölçekleri sebebiyle yarattıkları etki şehirlerin genelinde fazlasıyla hissedilmektedir. Yapım sektöründe modern çizgilerle gelenekseli buluşturan yapılar, mimari alanda sunulan farklı tasarımlarla şehirlerin yapısına olumlu ya da olumsuz birtakım görüntüler sunmaktadır. Özellikle tarihi çevre içerisinde yer alan mabetlerin modern mimari ile birleşimi sonucu oluşan etki çok daha önemli hale gelmektedir. Yüksek yapılar inşa edilmeden önce dini yapılar (katedraller, camiler) kentin en yüksek yapılarıydı. Şimdi ise bu yapıların yükseklikleri, çok katlı yapılarla boy ölçüşememektedir.
Eski yapıya özellikle mabetlere yaklaşmak, onun ruhunu yakalamak, şimdinin gerekleri ve ambiyansı ile yeni yapıyı birleştirmek kolay bir iş değildir. Bu tip bir mimari; saygı, incelik, estetik, zerafet, tecrübe ve şehir tarihi bilgisi gerektirmektedir.
Modern şehirlerin silüetinde mabet sorunu Avrupa şehirlerinde eski şehir-yeni şehir ayrımı ile kısmen çözülürken, gökdelenlerin artık kaçınılmaz olduğu dünyanın geri kalan şehirlerinde ise ciddi bir sorun teşkil etmektedir.
Bütün dinlerde mabetler (özellikle büyük mabetler; ulu camiler, katedralle vs.) insanın doğa ile baş başa kaldığında yaptığı ibadet ve dualarından aldığı hazzın şehirde de gerçekleşebilmesi için yapılan bir doğa/evren similasyonudur ve medeniyetlerin evren tasavvuru ile yakından ilgilidir. Silüetlerinde mabetlerin kaybolduğu, denizle/suyla ve gökyüzü ile irtibatın yüksek yapılar ile kesildiği şehirlerde yaşayanların mutlu olmaları da, o şehre kendilerini ait hissetmeleri de mümkün olmaz. Bu üç olumsuz da yaşamayan Yalova'da şanslı illerimizden ve yeryüzü cennetlerinden birisi olan Yalova’da bundan sonraki yapılacak imar faaliyetlerinde de aynı güzelliğini muhafaza edebilmesi için İl Müdürlüğümüz tarafından yapılan bu AR-GE çalışmasına literatür taraması ve konunun dünyadaki diğer örneklerinin incelenmesi ile başlanmış olup 2018 yılında tamamlanması planlanmaktadır.